Hem Türkiye hem de Türk şirketleri olarak ancak ileri teknoloji ve katma değerli ürünler markalaşmayı ve talep edilen marka olmayı sağlayacaktır.
Yenileme pazarının gelişimi hakkında öngörüde bulunabilmek için öncelikle araç teknolojilerinin geleceğini iyi analiz etmek ve buradan hareketle yenileme pazarını yorumlamak gerekir. Genel öngörülere bakıldığı zaman elektrikli ve otonom araçlar yakın gelecekte sektörün önemli bir parçası olarak yollarda yerini alacak. Ancak elektrikli ve otonom araçlardan daha çok akıllı araç dediğimiz elektronik aksamın daha fazla ön plana çıktığı araç gruplarının ülkemiz için daha öncelikli olduğu, bu ayrıştırmanın daha net yapılarak her şirketin kendi ürün grubu için fırsatları tespit ederek stratejisini belirlemesi gerekmektedir. Ülkemiz yenileme pazarında özellikle son 10 yılda ihracata dayalı büyümesi ile çok ciddi yol kat etmiş ve dünyada önemli oyunculardan biri haline gelmiştir. Aynı şekilde otomotiv, ihracatın ithalatın önünde olduğu lider sektörlerden biridir. Fakat, katma değerleri ürünlerin toplam otomotiv ihracatına olan oranı maalesef hala düşüktür. Ülkemiz araç parkının hızla değişerek büyümesi ve yenilenmesi ve bununla birlikte artan ürün çeşitliliği hem dağıtıcı firmaları hem de parça üreticilerini yenileme pazarında çok ciddi rekabete sürüklemekte ve kar marjlarının aşağıya çekilmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan özellikle dağıtıcı firmaların, uluslararası satın alma gurupları ile ortaklık seviyesinde anlaşmalar yapmaları, şubeleşerek ve lojistik altyapılarını kuvvetlendirerek büyüme hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemeleri de gözden kaçmamalıdır. Sektörde küresel rekabet hızla artarken verimlilik, kaynakların etkin kullanımı, nitelikli iş gücü ve Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Yenileme pazarında yaşanan küresel rekabetle birlikte artan hammadde ve işçilik maliyetleri kar marjlarını ciddi anlamda baskı altına sokmakta ve gerekli teknoloji yatırımları için kaynak yaratmayı zorlaştırmaktadır. Ayrıca, teknik eğitim almış nitelikli iş gücü Ar-Ge projelerini karşılamakta yeterli değildir. Buna ek olarak Blok Muafiyeti Kanunu tam olarak uygulanmamakta ve OEM firmalarının yenileme pazarına yaptıkları büyük yatırımlar sonucu üreticiler zorlu rekabet şartlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Otomotiv sektöründe rekabetçi olabilmek için öncelikle üreticilerin katma değeri yüksek, yeni teknolojilere sahip ürünler geliştirmeye odaklanmaları gerekiyor. Hem Türkiye hem de Türk şirketleri olarak ancak ileri teknoloji ve katma değerli ürünler markalaşmayı ve talep edilen marka olmayı sağlayacaktır. Bunun için de insan kaynağından Ar-Ge çalışmalarına, üretim teknolojisinden akıllı üretim süreçlerine her alanda yenilikçi uygulamaların hızla hayata geçirecek yatırımlara ihtiyaç vardır. Bunu yaparken de kendi öz kaynakları yanında şirketlere sunulan yatırım ve Ar-Ge teşvikleri etkin kullanılmalıdır. Ayrıca, sektörün daha hızlı büyümesi için Türkiye’nin ihracat yaptığı geleneksel pazarlar dışında kişi başına düşen araç parkının az olduğu ve araç parkının hızla büyüdüğü Çin, Hindistan gibi büyük potansiyel taşıyan pazarlara yatırımlar yapmak önem kazanmaktadır.