Türk Otomotiv Sanayicisinin Dergisi



Togg’u Küresel Bir Mobilite Teknoloji Markası Olarak Tanımlıyoruz

Paylaş :
Haber Eklenme Tarihi : 30.12.2022 11:37:00

Markamızla doğunun esnek, pratik, misafirperver, hizmet sektörüne yakın, paylaşımcı kültürü ile batının planlı, programlı, rasyonel kültürünü birleştiriyoruz. Çünkü kullanıcılar ikisinin birlikte geliştiği bir dünya istiyor.  Biz bu yaklaşımla kullanıcıyı yani insanı merkeze koyuyor ve gelecekteki mobilite çözümlerini geliştiriyoruz.

 
Gürcan KARAKAŞ
Togg CEO
 
Togg’un mottosu "Bir otomobilden daha fazlası" derken neleri kastediyorsunuz? Bu çerçevede Togg otomotiv dünyasında neleri değiştirecek?
Her şeyden önce doğuştan elektrikli bir akıllı araç için yola çıktık. Bu akıllı araç, teknolojinin gelişmesiyle her geçen gün dijital dünyayla bütünleşen akıllı bir cihaza dönüşüyor. Akıllı cihazın etrafında kurguladığımız ekosistem aracılığıyla kullanıcılarımız için geliştirdiğimiz yeni hizmet ve iş modelleri ise otomobilden daha fazlasını ortaya çıkarıyor. 
 
Dünyayı etkisi altına alan mega-trendler otomotiv sektörünün başta içten yanmalı araçlardan elektrikli araçlara dönüşmesi, dijitalleşmesiyle beraber bağlantılı-nesnelerin internet (IoT) kabiliyetine erişmesi ve bunun yanında sensör ve kamera teknolojilerinin otonom sürüşü daha yakın günlük kullanıma getirmesiyle başta şehirlerimiz olmak üzere etrafındaki her türlü akıllı nesne bütünleşiyor. İş dünyasında bunun yarattığı gerek yeni iş modelleri gerek kullanıcı beklentilerinin farklılaşmasıyla sektörün karlılığı yapısal değişimlere uğruyor. Kısacası teknolojinin ve paradigmaların değiştiği bu dönemlerde yeni oyuncular için yeni fırsatlar ortaya çıkıyor. Biz bu döneme YeniLig diyoruz. YeniLig’in başarılı oyuncuları da yeni nesil teknolojileri, kullanıcıları merkeze alarak geliştiren şirketler olacak. 
Biz, YeniLig’in iddialı oyuncularından biriyiz. YeniLig’de her şeyden önce otomotivde ön planda olmayan teknolojiler var. Oyunlaştırma, siber güvenlik, büyük veri ve veri analitiği, sensör teknolojileri, fintek ve blok zinciri gibi. Bu inovatif teknolojiler ne otomotiv sektöründe ne de kurumsal büyük şirketlerde bulunuyor. Bu inovasyonlar günümüzde çoğunlukla küçük, çevik, yaratıcı girişimciler yani start-uplar tarafından geliştiriliyor.
 
Blok zinciri, dijital ödeme sistemleri, harita bazlı işler gibi girişimler, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, AvaLabs, Türk Hava Yolları, Paycell, Smart-iX, Etiya, Shell, Hopi, BlindLook, Trendyol gibi şirketlerle yaptığımız iş birlikleriyle adeta bir değer ağı örüyoruz. Bütün bunlar otomobilin A noktasından B noktasına yolculuk yapılan bir araç olmaktan çıkıp, yeni bir hayat alanı olduğunun ipuçlarını veriyor. Üstelik bunlar yarından sonranın değil, bugünün ve yakın geleceğin teknolojileri olarak hayatımıza giriyor. 
 
Teknoloji alanındaki dönüşüm sosyal hayatı da ister istemez tetikliyor. Araçlarla birlikte şehirler de akıllanıyor, bununla beraber şehircilik mevzuatında da ciddi değişiklikler yapmak gerekiyor. Akıllı şehirleri, akıllı ve otonom araç park sistemlerini, akıllı ve bireysel ulaşımla bütünleşmiş toplu ulaşım sistemlerini, paylaşımlı ulaşım sistemlerini önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duyar hale geleceğiz. Sadece duymakla kalmayıp, kullanmaya da başlayacağız. Bütün bunları yaparken de siber güvenlik ve blok zinciri teknolojilerinin önemi artacağı için bu konulara da ülke olarak odaklanmaya başladık.
 
Ayrıca önümüzdeki dönemlerin en önemli ve aynı zamanda en zorlu konularından biri enerji. Enerji depolama teknolojilerinde Farasis Energy ile yüzde 50-50 ortaklık ile yaptığımız yatırımda hücre teknolojisi dahil batarya teknolojilerini geliştirecek ve üretimini yapacağız. Devletimiz tarafından proje bazlı teşvik kapsamında desteklenen bu yatırımımızı hem mobilite sektörünü hem de enerji sektörünü dönüştürecek ve ülkemizi temiz enerji teknolojilerinde Avrupa’nın üssü haline getirecek önemde bir adım olarak değerlendiriyoruz. Yine geçtiğimiz sene kurduğumuz Togg Trugo akıllı şarj hizmetleri ile tüm Türkiye’de tam 81 ilde 1000 adet hızlı şarj cihazı ile elektrikli araçlara geçişin altyapısına katkı sağlıyoruz.
 
Togg’un küresel marka yolcuğu nasıl planlanıyor?
Togg’u küresel bir mobilite teknoloji markası olarak tanımlıyoruz. Markamızla doğunun esnek, pratik, misafirperver, hizmet sektörüne yakın, paylaşımcı kültürü ile batının planlı, programlı, rasyonel kültürünü birleştiriyoruz. Çünkü kullanıcılar ikisinin birlikte geliştiği bir dünya istiyor.  Biz bu yaklaşımla kullanıcıyı yani insanı merkeze koyuyor ve gelecekteki mobilite çözümlerini geliştiriyoruz.
 
Projemizin başından beri söylediğimiz gibi biz önce ülkemizde başarılı olup sonra Avrupa pazarlarına açılacağız. 2023’ün Mart ayında Türkiye’de pazara çıktıktan 18 ay sonra Avrupa’ya ihracatımız başlayacak. Yola çıkacak ilk akıllı cihazımız C SUV olacak. Bunu C Sedan ve C X-Coupe takip edecek. 
Biz nasıl Türkiye’de kullanıcıya yakın olup onun ihtiyaçlarına yönelik hizmetler geliştiriyorsak, Avrupa’da da aynı yolu izleyeceğiz. Bunun için Almanya’nın, Avrupa’nın önemli teknoloji merkezlerinden Stuttgart’ta ofisimizi açtık. Bu ofiste trendleri gözlüyor, Avrupalı kullanıcılara yakın olup, kullanıcı beklentilerini anlamaya yönelik araştırmalarımızı yürütüyoruz.
 
Cumhuriyetin 100'üncü yılında yerli üretim Togg’un ülkemize katkılarından söz eder misiniz?
Togg Türkiye'nin mobilite alanında faaliyet gösteren küresel teknoloji markası, fikri sınai mülkiyet hakları yüzde 100'ü Türkiye'ye ait olan bir marka. Kararlarımızı Türkiye’deki merkezimizde kendimiz alıyor, özgün teknolojimizi kendimiz geliştiriyor, ekosistemimizi kendimiz oluşturuyoruz. Özetle yaptığımız işin direksiyonunda biz varız.
 
Togg aynı zamanda Türkiye’nin 60 yıllık rüyasını hayata geçiriyor. Elbette bu durum hem heyecanımızı katlıyor hem de çalışma ve başarma azmimizi kamçılıyor. Dünyada örneği çok az olan bir proje gerçekleştiriyoruz. 
 
Geride bıraktığımız 4 yılda planlarımız doğrultusunda adım adım ilerledik. 29 Ekim’de akıllı cihazımızı seri üretime hazır hale getirdik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da ilk akıllı cihazımız C-SUV ile yollarda olacağız. Projemizle GSMH’ya 50 milyar Euro’dan fazla katkı, cari açığa 7 milyar Euro olumlu katkı, 4 bin 300 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı istihdam sağlayacağız. Tüm bunlardan ötürü hem heyecanlı hem gururluyuz.
 
100 yılda Türk otomotiv sanayinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye otomotiv endüstrisi, Türkiye imalat sanayinin lokomotif sektörlerinden biri. Halihazırda da Avrupa değer zincirinin önemli bir parçası. Güçlü ve gerçekten sağlam bir deneyime, bilgi birikimine sahip. Bu deneyimi günümüz şartlarına uyarlayarak daha büyük değere dönüştürmemesi için hiçbir neden yok.
 
"Akıllı, Çevreci ve Sürdürülebilir" bir otomotiv sektörü için yol açıcı önerileriniz neler olabilir?
Değişen kullanıcı beklentileri doğrultusunda, geçtiğimiz on yıllarda telefon teknolojisinde nasıl bir dönüşüm yaşandıysa, bugün bu dönüşümün aynısını otomotivde de görüyoruz. Teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak mega trendlerdeki değişim sektörü kökten dönüştürüyor. Her şeyden önce kullanıcı beklentileri değişiyor. Akıllı evler, akıllı cihazlar, akıllı telefonlar istediğimiz şeylere istediğimiz an erişmemizi sağlıyor. Çevre duyarlılığımız ve paylaşım ekonomisine yatkınlığımız artıyor. 
 
Teknoloji alanında, otomobiller birer akıllı yaşam alanları haline geliyor. Hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadele için verdiği taahhütler, mobilite ekosistemindeki dönüşüme yön veren faktörler arasında öne çıkıyor. Bu dünyada hızlı, yalın, çevik, elektrik-elektronikten, bağlantılı cihazlardan ve akıllı uygulamalardan anlayan şirketler yükseliyor. En büyük değil, en çevik organizasyonlar gelişiyor. Veri bazlı iş modelleri bu yeni dünyada çok önemli ve müthiş bir potansiyel. 2035’ten itibaren kârlılık havuzunun yüzde 40-50’sinin bu dünyadan geleceği öngörülüyor.
 
Dolayısıyla sektörün de dönüşmesi, sahip olduğu yetkinlikleri artırması kaçınılmaz. Biz, başta Start-up partnerlarımız olmak üzere oluşturduğumuz mobilite ekosistemiyle Türkiye’nin otomobil yan sanayisinin dönüşümüne de gerçek anlamda katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. 
 
Togg’da, çevresiyle entegre olabilecek bir akıllı aracı başından itibaren tasarlayarak yola çıktık. Bunu yaparken özellikle elektrik elektronik mimarisini ve aracın batarya kimyası dahil aracın enerji yönetim sistemini temelinden itibaren tasarlamak gerekiyordu, öyle yaptık. 
 
Sürdürülebilirlikle ilgili samimi hedefler koyup bu hedeflere de ulaşmak için çalışmak gerekiyor. 
Togg’da iş ortaklarımızın ürün ve hizmetlerimizin karbon ayak izine etkisini değerlendirmek üzere, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim perspektifini de içeren sorumlu tedarik zinciri yönetim mekanizması üzerinde çalışıyoruz. 
 
Bu amaçla, iş ortaklarımızın ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi ve ISO 14064 Karbon Ayak İzi Doğrulama sertifikasına sahip olmalarını istiyor ve çalışacaklarımızı bu sertifikalara sahip olanlar arasından seçmeyi planlıyoruz.
 
Ayrıca oluşturacağımız iş ortakları listesinde yer alacak şirketlerin ISO 9001, IATF 16949, ISO 45001 ve ISO 14001 uygulamalarına sahip olması, bilgi güvenliği 27001 takibi, AIAG & VDA eğitimlerini almış olması şartını da arayacağız. 
 
Daha yeşil, çocuklarımızın rahat nefes aldığı, doğal kaynaklarının verimli kullanıldığı bir gelecek için tedarik sanayimizin de çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim perspektifini de içeren sorumlu tedarik zincirinin bir parçası olmak için çalışmalarını sürdürdüğünü görüyor ve destekliyoruz. 
 
Gemlik Kampüsünün öne çıkan özeliklerinden bahsedebilir misiniz?
Togg Teknoloji Kampüsümüz, Gövde, Boya ve Montaj tesislerinin yanı sıra Ar-Ge Merkezi, Stil Tasarım Merkezi, Prototip Geliştirme ve Test Merkezi, Strateji ve Yönetim Merkezi ile Kullanıcı Deneyim Parkı birimlerini de barındırıyor. Kampüsün zemin güçlendirmesi için 44 bin beton kolon kullandık. Bu rakam 1500 metrekare tabanlı 7 tane 50 katlı gökdelene karşılık geliyor. Üretim hatlarında toplam 250 robot görev alıyor. 1,2 milyon metrekarelik alan üzerine inşa edilen kampüs, 230 bin metrekare kapalı alana sahip. Avrupa’nın en temiz boyahanesi kampüsümüzde. 5 gr/m2’den az “uçucu organik bileşen” salımı ile Türkiye’deki yasal sınırın 9’da 1’i, Avrupa’daki yasal sınırın ise 7’de 1’i bir değerle Avrupa’nın en temizi. Kağıtsız, dijital çalışma prensiplerine göre tasarlanan kampüsümüz, yüksek otomasyona sahip, gövde atölyesinde otomasyon yüzde 90. İnşaatında 9 bin kişinin görev aldığı kampüs için 3 milyon saatlik çalışma gerçekleştirildi. Üretim kapasitemiz 175 bin adede ulaştığında toplam 4 bin 300 kişiye istihdam sağlayacağız.
 
Dönüşüyor, dönüştürüyoruz
Otomotiv endüstrisinin büyük bir hızla mobilite ekosistemine dönüştüğü bir dünyada, Türk tedarik sanayi dünyasının bu dönüşüme uyum sağlamaktan ve bu dönüşüme liderlik edecek yeni yetenekleri geliştirmekten başka bir alternatifi yok. Bizim de tüm çabamız, bir otomobilden fazlası olan, küresel boyutta rekabet gücü olan bir mobilite markası oluştururken, ülkemizin mobilite ekosisteminin çekirdeğini de akıllı cihazımız etrafında kurmak. 
Çünkü olay sadece bir elektrikli araç meselesi değil. Çevresiyle entegre olabilecek bir akıllı aracı başından itibaren tasarlayarak yola çıkmak. Bunu yaparken özellikle elektrik elektronik mimarisini ve aracın batarya kimyası dahil aracın enerji yönetim sistemini temelinden itibaren tasarlamak gerekir. Atılan her adımda fikri mülkiyet sahibi olmaya çalışmak da çok önemli.  
 
Yönetimsel boyutta baktığımızda ise herkesin, gelişen değişen dünyada yalın ve çevik organizasyona ve iş birliği becerilerine sahip olması, kendi alanıyla ilgili start-up’larla çalışmayı öğrenmesi gerektiğinin altını çizmek gerekiyor. 
 
Türk tedarik sanayi dünyasından, şu anda da çoğu aramızda, bizimle aynı hedeflere ulaşmak isteyen pek çok kurum ve kuruluşla iş birliğimiz var. Bu iş birlikleri her geçen gün katlanarak artıyor ve küresel rekabet gücümüzü artırıyor. Dönüşüyor, dönüştürüyoruz. 

 

E-Posta Olarak Gönder

Başarıyla Gönderildi
İşleminiz başarıyla gerçekleştirildi

Adınız Soyadınız
Haberi Göndermek İstediğiniz E-Posta Adresini Girin
Notunuz